Büyük Cevşen’de geçen dualar kimlere aittir?

“Hizb-i Envari’l-Hakaikı’n-Nuriye” veya diğer adıyla “Büyük Cevşen”, bizzat Bediüzzaman Hazretlerinin “Mecmuâtü’l-Ahzab”dan ve Risâle-i Nur’daki hakikatlerden derlediği bir duâ mecmuâsıdır.

Eser yedi bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde, okunması çok sevaplı ve faziletli olan Yasin, Fetih, Rahman, Mülk ve Nebe sûreleriyle, Haşir ve Bakara sûrelerinin son âyetleri yer almaktadır.

İkinci bölümde, Cebrai (as)l’in  Peygamberimize (asm) vahiyle getirdiği, “Zırhı çıkar, bunu oku!” dediği, içerisinde Cenâb-ı Hakk’ın bin bir ismiyle yapılan kıymettar duâların yer aldığı “Cevşen” bulunmaktadır.

Üçüncü bölümde, Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin (ks) tanzim ettiği “Evrâd-ı Kudsiye” yer almaktadır. Bu evrâdın yüz hasiyetinin ve faydasının bulunduğunu belirten Bedîüzzaman Hazretleri, Şâh-ı Nakşibend’in bu duâyı, Peygamberimiz (asm)’den mânâ âleminde ders aldığını belirtmektedir.

Dördüncü bölüm, Peygamber Efendimize (asm) mânâ yönünden en mükemmel ve en câmî salâvâtların bulunduğu “Delâili’n-Nur”dur.

Ayrıca bu bölümün sonunda şu dualar da bulunmaktadır:

a. Sekine Duası:  Bediüzzaman’ın “esmâ-i sitte-i meşhure” olarak tâbir ettiği altı İsm-i A’zam’la birlikte bazı âyetlerin yer aldığı “Sekîne”dir.

b. Münâcât-ı Veyse’l-Karâni:  Veysel Karanî Hazretlerinin münâcâtı bulunmaktadır.

c. Duâ-i Tercüman-ı İsm-i A’zam:  Bu duânın aslı vahiyle Peygamber Efendimiz (asm)’e hediye edilmiştir. Allah’ın isimleri şefaatçi kılınarak cehennem azabından Allah’a sığınmamızı sağlayan bir duâdır.

d. Duâ-i İsm-i A’zam:  Allah’ın isimlerinden bir demet olup, aslı vahiy ile Peygamber Efendimiz’e (asm) bildirilmiştir. Cenâb-ı Hakk’ın pek çok ismi zikredilerek yapılan duâdır.

Beşinci bölümde, Hazret-i Osman’ın (ra) tanzim ettiği “Münâcâtü’l-Kur’ân” bulunmaktadır. Bu evraddaki duâ cümleleri, doğrudan doğruya âyetteki ifâdelerden alınmıştır. Bedîüzzaman bunun hakkında şöyle demektedir:

“Bu münâcât aynen Cevşen ve Celcelutiye gibi gayet kudsîdir ve âyetlerin sarîh lâfızlarını alması cihetiyle onlardan daha yüksektir.”

Altıncı bölüm, “Tahmidiye”den meydana gelmiştir. Allah’ın ihsan ettiği nîmetler için çok geniş ve küllî hamdleri içine alan bu duânın, pek çok maddî ve mânevî hastalığa da şifâ olduğu belirtilmektedir.

Yedinci bölümdeki “Hülâsatü’l-Hülâsa”, Allah’ın varlık ve birliğine, kâinatın ve içindeki mevcudâtın şehâdetini ihtivâ etmektedir. Âyetü’l-Kübrâ Risâlesinin özeti hükmünde olan bu bölüm hakkında Bediüzzaman, “Ara sıra bazı vakitte okunsa güzel olur, îmana kuvvet verir.” demektedir.

Bu bölümün sonunda yer alan “Tazarru ve Niyaz” başlıklı bazı baskılarda üç bazılarında ise dört adet dua vardır:

a. Tazarru ve Niyaz-1:  Gavs-ı Azamın ilgili duası Mecmuatu’l-Ahzab’ın 329-355 sayfaları arasında yer alan uzunca bir münacattır. Üstad Hazretleri, Büyük Cevşen’de “İlahî ez-Zünubu ahresetnî…” şeklinde başlayan duayı, Gavs-ı Azam’ın bu münacatını olduğu gibi değil, değişik yerlerinden alıntılar yaparak ve bazı ifadeleri değiştirerek oluşturmuştur.

Diğer dualar Üstad Hazretlerine aittir. Bu dualar içerisindeki bazı ifadelerin başkaları tarafından da kullanılması, bu aidiyete bir zarar vermez.

b. Tazarru ve Niyaz-2

c. Tazarru ve Niyaz-3

d. Tazarru ve Niyaz-4

Ayrıca bazı baskılar, Hz. Peygamberin (asm) nazım şeklinde Hz. Ali (ra)’ye yazdırdığı, aslı vahiy olan “Celcelûtiye” kasidesi ile sona eriyor. Celcelûtiye’nin Süryânice bedî’ (eşsiz güzel) anlamına geldiğini söyleyen Bediüzzaman, bu duânın pek çok sırları sakladığını, gelecek zamana baktığını, istikbalden ve hatta Risâle-i Nur’dan haber verdiğini de ifade eder. (Mektûbât, s. 448)

Kaynak: SorularlaRisale.com

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir