Ruh sağlığının şifâsı: Esma zikri

Esma zikri
Aile Hekimi Dr. Ender Saraç

Esma Zikri | 10 Şubat 2007 tarihli Hürriyet Cumartesi ekinde Ayten Serin imzalı, ‘zikir’le ilgili ilginç bir haber yayınlandı.

“Zikir; reiki ve yoga gibi şifa verici teknik” başlığıyla yayınlanan haberde, medyada sağlıklı hayat, kilo kontrolü gibi konularda isim yapmış aile hekimi Ender Saraç’ın “Ruhsal Gelişim ve Kader” isimli kitabı yorumlanıyordu.

Ruh sağlığı açısından bir şifa vesilesi olarak gördüğü zikri, ‘ileri bir teknoloji’ olarak niteleyen Dr. Saraç şöyle diyordu:

“Zikir de meditasyon mantraları, reiki sembolleri gibi bir teknolojidir. Belli sesleri tekrar edip jeneratör gibi enerji üretirsiniz. Kur’ân’da geçen Allah’ın 99 isminden her biri, bir enerji köküdür. (…) Artık hekimlerin bunlara sahip çıkması gerekir.”

Saraç’ın bu sözleri, inanılsın veya inanılmasın, aslında herşeyin hakikatinin Allah’ın bir ismine dayandığını ve bu isimlerde psikolojik ya da fizyolojik pekçok derdin/hastalığın şifasının gizli olduğu gerçeğini teyid ediyor.

ESMA-İ HÜSNA ŞİFA KAYNAĞI

Esma-i Hüsnâ, gerçekten de şifâ kaynağı. Bediüzzaman Hazretleri de, meselâ Büyük Cevşen’de yer alan ve içerisinde ‘İsm-i Âzam’ denilen Allah’ın altı büyük isminin bulunduğu Tahmiye duâsı için “..maddî ve manevî hastalıkların bir nevî şifası..” diyordu.

Aslında, Dr. Saraç’ın, şifa veren ‘enerji kökleri’ olarak nitelediği Allah’ın isimleri, sadece hastalıkların şifasında değil, hayatın her karesinde sözkonusu idi. Çünkü Bediüzzaman “Herbir şeyin hakikati bir isme veyahut çok esmâya istinad eder” diyordu. Yine “İnsan ve insanın hayatı, esmâ-i İlâhiyenin tecelliyâtına bir tarladır” sözü de ona aitti. Yani hayatın türlü halleri, Allah’ın güzel isimlerinin yansımalarından başka bir şey değil. İnsan kederde, sevinçte, hastalıkta, sağlıkta, kısacası hayatının her ânında ve her karesinde—bilinçli ya da bilinçsiz—Allah’ın isimlerini yansıtıyor, adeta hayatını Allah’ın isimlerinin tecellîsine bir ekim-biçim sahası haline getiriyordu.

HER İNSANDA ALLAH’IN BİR İSMİ BASKIN

Bununla beraber her insan, hayatında Allah’ın farklı bir ismini daha baskın şekilde gösterebiliyordu. Bediüzzaman’ın da “İnsan bütün esmâya mazhardır; fakat… tenevvü-ü esmâ (isimlerin çeşitliliği), insanların dahi bir derece tenevvüüne (çeşitliliğine) sebep olmuştur” diyerek ifade ettiği bu gerçeği, Dr. Saraç şöyle dillendiriyor:

“Her insanda Allah’ın 99 isminin belirli açılımları bulunuyor. Ancak bunların bazıları baskın, bazıları dengede, bazıları uyur durumda. Örneğin sürekli her konuda geri kalıyorsanız, El Müzill isminin etkisi kuvvetli demek. El Mukaddim ise tersine, öne geçirici bir etki yapıyor, insan onun etkisini kullanmayı bilirse atak yapabiliyor.”

Peki insan, kendisinde Allah’ın hangi isminin daha baskın olarak tecellî ettiğini, ya da hangi isimleri daha çok üzerinde göstermesi gerektiğini nasıl anlayacaktı? Çünkü Saraç’a göre, insan hangi alanda sıkıntı yaşıyorsa, Allah’ın o alanla ilgili ismini daha ziyade zikretmeliydi.

Saraç’a göre, kişinin bunu tespit etmesinin yollarından biri, kendi içine dönerek, sakin bir şekilde hayatın hangi alanında sıkıntılarının olduğunu tespit etmekten geçiyor.

KIRK GÜN RUH TEKÂMÜLÜ

Dr. Saraç ayrıca, bahsettiği zikir tekniğinden daha fazla verim almak için, zikirden bir gün önce ‘detoks (arınma)’ denilen sebze türü gıdalarla beslenmeyi esas alan bir diyet programına başlamak gerektiğini söylüyor. “40 gün boyunca mümkün olduğunca az kırmızı et, sarmısak, soğan, kırmızı pul biber yenmesi gerek” diyen Dr. Saraç, “40 gün hiç yalan söylemeyin, kullanmadığınız eşyaları ihtiyacı olanlara verin, içinde bulunduğunuz ortamı daha pozitif yapmaya çalışın, sık sık doğaya açılmaya, mükemmelliğini fark etmeye çalışın, çocukların başını okşayın, duâ edin” derken de, aslında hep fıtrat dini İslâmın prensiplerine işaret ediyordu. Nitekim Bediüzzaman da, insanın mizaç ve huylarının beslendiği şeyden etkilendiğini söyleyerek, “Kırk günde hergün et yiyen kasâvet-i kalbiyeye dûçâr olur” darbımeselini buna delil gösteriyordu. (9. Lem’a, s. 89)

Öte yandan insanın manevî/ruhsal boyutta derinleşmesi, maddiyâtta sığlaşmasıyla mümkündü. Yani insan maddeden uzaklaşmalıydı ki, mânâda yoğunlaşabilsindi. Bediüzzaman bu gerçeğe “Maddiyatta tevaggul eden, mâneviyâtta gabileşir ve sathî olur” sözüyle de işaret etmişti.

İşte Saraç’ın, 40 gün çalışılması gerekir dediği zikir tekniği için tavsiye ettikleri, aslında her zaman için insanın ruh tekâmülünü sağlayacak İslâmî prensipler.

ESMÂ HAZİNESİ: CEVŞEN

Şifâ kaynağı olarak Allah’ın isimleri zikredilince, Cevşen’den bahsetmemek mümkün değil elbet.

Cevşen de, Cebrail’in (as) Peygamberimize (asm) indirdiği ve içerisinde Allah’ın binbir isminin bulunduğu tesirli bir duâdır. Zeyne’l-Âbidin (ra) tarafından rivayet edilen bu zengin duâyı Bediüzzaman da okumuş, hatta birçok sıkıntıdan bu duâ sayesinde kurtulduğunu ifade etmiş, başkalarına da okumasını tavsiye etmiştir.

ZİKİR VE DUÂ İBADETTİR; NETİCESİ AHİRETE BAKAR

Ancak burada küçük bir hatırlatma yapalım. Her ne kadar Dr. Saraç, ortaya koyduğu zikir tekniğinden, Müslüman olmayanlarca da yapılabilen bir teknik olarak söz etse de, en azından Müslüman olanların, mensup oldukları dinlerinin bu konuda koyduğu ölçüyü bilmesi gerekir. Bediüzzaman bu hususu en güzel şekilde izah etmiştir. Şöyle ki:

Herşeyden önce, duâ bir ibadettir. Allah’ın isimleriyle yapılan zikir de bir ibadettir. Yapılan bu zikir ve duâlar neticesinde dünyada elde edilmek istenen bir takım şeyler ise, yapılan duânın/zikrin vakti olarak algılanmalıdır. Yani elde edilmek istenen neticeler, o zikrin amacı/hedefi haline gelmemelidir. Hedef, bir ibadet şuuruyla Allah’ın rızası olmalıdır. Allah, arzu edilen şeyi dilerse verir, dilerse vermez. Verirse şükredilir, vermezse ilgili duânın/zikrin vaktinin bitmediği düşünülerek, ibadete devam edilmelidir. (Bu hususun detaylı izahı için bkz: Bediüzzaman, Sözler, 23. Söz, 5. Nokta)

NAMAZ TESBİHATI GÜNLÜK İHTİYACI KARŞILIYOR

Allah’a duâ edilmektedir. İnsan ruhunun, günün her vaktinde maddî-manevî pek çok ihtiyacının olduğu dikkate alınırsa, bu esmâ hazinesi tesbihatın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Ki, Bediüzzaman’ın, sırf talebelerinden birinin bu namaz tesbihatında gösterdiği tembellikten dolayı, ‘tesbihatın önemini’ anlatan bir mektup yazması da konunun ehemmiyetini ortaya koymaktadır.

MUTLU HAYAT, RUHUN İHTİYACINI TATMİNLE MÜMKÜN

Aslında bütün bu tesbihatlar, zikirler stres ve depresyon gibi rahatsızlıkları eksik olmayan günümüz insanı için tam bir şifâ kaynağıdır. Zira insanın maddî yapısının yanında bir de manevî yönü vardır. İnsan maddî hayatının sağlığına dikkat ettiği gibi manevî hayatının sağlığını da korumak durumundadır.

İşte bu tesbihatlar, duâlar, zikirler, özetle Allah’a iman ve ibadet insanın manevî hayatının sağlıklı bir şekilde devam etmesinin tek çıkar yoludur. Aksi halde bir takım psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Günümüz insanının, özellikle hak dinden uzaklaşarak manevî cephesini ihmal eden Batı insanının, uzak doğu dinlerinin Yoga, Reiki, Meditasyon gibi tekniklerine yönelişi, hep bu manevî alandaki boşluğu doldurmak adınadır. Bugün insanlık bu manevî ihtiyacını tatmin arayışındadır. Komünist Çin’deki dine dönüş haberleri de bunun bir göstergesi.

Aslında yaklaşık yarım asır önce, Eşref Edip’in kendisiyle yaptığı röportajda Bediüzzaman’ın ifade ettiği şu satırlar, bunalan insanlık için en doğru çıkış yoluna dikkat çekiyor:

“Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan Garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir vebâ, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sâri illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa, İslâm cemiyetinin ter ü taze îman esaslarıyla mı?..”

Evet, Dr. Saraç’ın kitabında ortaya koyduğu ‘Allah’ın isimleriyle zikir tekniği’ de, ‘İslâm cemiyetinin ter ü taze esasları’dan başka bir şey değil…

Dr. Saraç’a göre bazı zikir teknikleri

Dr. Ender Saraç’a göre, türlü ihtiyaçların giderilmesine yönelik bazı zikir teknikleri şöyle ifade edilmiş:

  • Sürekli darlık ve sıkıntı çekiyorsanız Ya Muğni, En Nafi
  • İçiniz sıkılıyor ve göğsünüz daralıyorsa El Basit
  • Bir türlü olayların içinden çıkamıyor ve ne yapacağınızı bilemiyorsanız El Vekil
  • Sürekli başınıza felâketler geliyorsa El Mani, Es Selam
  • Bilginizi arttırmak için gerekli beyin devrelerinin açılmasına yardım için El Alim
  • Kendinizi biraz katı ve merhametsiz hissediyorsanız Er Rahim, Er Rahman
  • Sürekli halsizseniz ve enerjiniz düşükse El Hayy
  • Çok pasif ve korkaksanız El Kahhar
  • Kötü bir yöneticiyseniz veya olayları yönetemiyorsanız El Vali
  • Bir türlü organize olamıyorsanız El Kayyum
  • Yaşamda elinizden tutacak kimse yoksa El Veli
  • Bir iş kurarken El Hakim

Evet, Allah’ın her bir ismi, insanın bir ihtiyacı için şifa kaynağı. Bu hususu Bediüzzaman da vurgulamış ve şöyle demişti: “İnsanın mahiyeti ulviye (yüce), fıtratı (yaratılışı) câmia (geniş) olduğundan, binler envâ-ı hâcât (ihtiyaç türleri) ile bin bir esmâ-i İlâhiyeye (Allah’ın isimlerine), herbir ismin çok mertebelerine fıtraten (yaratılışça) muhtaçtır.” (Sözler, s. 586)

00020
George Marovitch

George Marovitch: Cevşen, insan ruhunu rahatlatıyor

Dr. Ender Saraç’ın ‘Allah’ın isimleriyle zikir tekniği’ni, Cevşen hayranı Vatikan Büyük Elçiliği İstanbul Temsilcisi George Marovitch’e de bahsettik. Cevşen’in bu konuda güzel bir örnek teşkil edeceğini nazara veren Marovitch, bu duâya hepimizin ihtiyacı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Hepimiz kuluz ve günah işleyebiliyoruz. Cevşen’de ise ‘Allah’ım, günahlarımdan dolayı beni cezalandırmakta acele etme, bizi affet’ tarzında dualar var. Cevşen’le Allah’a sığınmış oluyoruz. Zaten başka kime sığınabiliriz ki? Bize en yakın olan O. Cevşen, insanın ruhunu rahatlatıyor.”

Daha önce kendisiyle yaptığımız röportajda, yüzlerce Cevşen dağıttığını ve dağıtmaya devam ettiğini ifade eden Sn. Marovitch “Müslüman olalım, Hıristiyan olalım, Yahudi olalım, hepimiz Allah’ın bu 99 ismini biliyoruz, okuyoruz” diyor ve Cevşen için şöyle diyordu: “Bu kitapta her inananın söyleyeceği en güzel duâlar var.”

Kaynak: Yeni Asya

10 comments

  1. Bu Rabbimin isimlerini ķaçar kez zikredeceğimizi yazarsanız çok sevinicem.

    1. Ya Allah: Yardım dileme medet ummayı ifade eder. Sabah ve ikindi sonrası okunmalıdır. Günlük zikir sayısı 1000’dir.
      Er-Rahman: Dünya ve ahiret hayatında Allah’a yakın ve onun sevdiği kullardan olmak için okunur. Sabah ve ikindi vakitlerinde okunabilir. Günlük zikir sayısı 298’dir. Ayrıca farz namazlarından sonra 100 adet çekilirse Allah’ın rızası kazanıldığı gibi nimetler sunulur.
      Er-Rahim: Maddi ve manevi rızkın artması için okunur. Günlük zikir sayısı 258’dir. Vakit namazlarının ardına 269 kere okuyan kişinin ahlakı düzelir ve hastalıkları şifa bulur.
      El-Melik: Maddi ve manevi yönden güçlü olmak için okunur. Bu esmayı zikreden kişi fakirlikten kurtulur. Günlük zikir sayısı 100’dür. Sabah ve ikindiden sonra okunur.
      El-Kuddüs: Kalp temizliği ve günahlardan arınmak için okunan bu esma günlük 170 defa okunmalıdır.
      Es-Selam: Korkulardan emin olmak için okunur. sabah ve ikindide okunur. Günlük zikir sayısı 131’dir.
      El-Mümin: Kötü hastalıklardan emin olmak için okunur. Sabah ve ikindi sonrası okunan bu esma günlük 136 kere çekilmelidir.
      El-Müheymin: İnsanların kötü düşüncelerini sezmek ve korunmak için okunur. Günlük zikir sayısı 145’tir sabah ve ikindi sonrası okunur.
      El-Aziz: İşinin ve isteklerinin geri çevrilmemesi, insanların sevgi duyması ve düşmana karşı galip gelmek için okunur. Günlük zikir sayısı 94’tür. Sabah ve ikindiden sonra okunur.
      El-Cebbar: İstek ve arzuların kabulü için okunur. Sabah ve ikindiden sonra 206 defa çekilir.
      El-Mütekebbir: Refah ve izzet için okunur. Sabah ve ikindiden sonra 662 defa tesbih edilir.
      El-Halık: Çözülmesi zor olan bir işin çözülmesi, işlerde sıkıntıdan ve üzüntüden kurtulmak için okunur. Sabah ve ikindiden sonra 731 defa zikredilir.
      El- Bari’: İşte başarıya ermek için okunur. Günlük zikir sayısı 213’tür. Bu esmanın zikredilme vakti sabah ve ikindidir.
      El-Musavvir: İstek ve arzuda maksada erişmek için okunur. 336 defa sabah ve ikindiden sonra tesbih edilir.
      El-Ğaffar: Günahların affı ve dünya malında rızık ve bereket için okunur. günlük zikir sayısı 1281’dir. Sabah ve ikindiden sonra okunur.
      El-Kahhar: Kalbi dünya sevgisinden temizlemek, nefse yenik düşmemek ve zalimlerin kahrolması için okunur. Bu esmanın günlük zikir sayısı 306’dır. Sabah ve ikindiden sonra okunur.
      El-Vehhab: Zeka ve anlama güçlüğü yaşayanlar için yazılıp okunursa faydası olur. Borçsuz bir hayat için okunur. Günde 14 kez sabah ve ikindi sonrasında okunabilir.
      Er-Rezzak: Günlük zikir sayısı 308’dir. Bol rızıklı bir ömür için okunur. Sabah ve ikindiden sonra okunmalıdır.
      El-Fettah: Darlık ve sıkıntıdan kurtulmak, maddi manevi hayır için okunur. Sabah ve ikindiden sonra 489 kere okunmalıdır.
      El-Alim: İlim yolunda zenginlik için okunur. Sabah ve ikindiden sonra 150 defa okunmalıdır.
      El-Kabid: Zulümden kurtulmak için günde 903 defa sabah ve ikindiden sonraki vakitte okunur.
      El-Basit: Mal ve paranın bereketi için ve işlerin büyümesi için günde 72 kez sabah ve ikindiden sonra okunur.
      El-Hafid: Herhangi bir muradının yerine gelmesi için okunur. Sabah ve ikindiden sonra 1481 defa okunur.
      Er-Rafi: Rızkın ve derecenin artması, işinde yükselmek ve fakirlikten kurtulmak için okunur. Sabah ve ikindi sonra 351 defa zikredilir.
      El-Muizz: Korkudan emin olmak ve fakirlikten kurtulmak için günde 117 defa okunur.
      El-Muzill: Düşman ve zalimin şerrinden emin olmak ve zalimin helakı için günde 770 defa zikredilir. Sabah ve ikindiden sonra okunur.
      Es-Semi: Her türlü duanın kabulü için okunur. Günlük 180 defa sabah ve ikindiden sonra okunmalıdır.
      El-Basir: İç temizliği için okunur. Günlük zikir sayısı 302’dir. Sabah ve ikindiden sonra okunur.
      El-Hakem: Anlama ve kavrama gücünün artması ve haklı bir davayı kazanmak için okunur. Günlük zikir sayısı 68’dir. Sabah ve ikindi sonrası okunur.
      El-Adl: Adaletli olmak için günlük 104 defa zikredilir.
      El-Latif: Her işte başarılı olmak ve huzura kavuşmak için günlük 129 defa okunur. Sabah ve ikindiden sonra zikredilmelidir.
      El-Habir: Hafıza ve idrakin genişlemesi için okunan bu esma günlük 812 defa okunmalıdır. Bu esmanın okunma vakti sabah ve ikindi sonrasıdır.
      El-Halim: Ahlak ve huy güzelliği için okunur. Bu esma sabahları okunmalıdır. Günlük zikir sayısı 88’dir.
      El-Azim: İnsanlar arasında itibarlı olmak ve isteklerine kavuşmak için okunur. günlük zikir sayısı 1020’dir. Sabah ve ikindi sonrası okunur.
      El-Ğafur: Kötü ahlaktan kurtulmak ve günahların affı için okunur. Günlük zikir sayısı 1286’dır. Sabah ve ikindiden sonra okunur.
      Eş-Şekur: Bol rızık ve talihin açılması için okunur. Bu esma sabahları 526 defa zikredilmelidir.
      El-Aliyy: Kötü huylardan kurtulmak için günlük 110 defa çekilmelidir. Sabahları okunmalıdır.
      El-Kebir: İlmin ve bilginin artması için sabah vaktinde 232 defa zikredilmelidir.
      El-Hafiyzu: Zalimin helakı için okunur. Sabah vaktinde 998 defa zikredilmelidir.
      El-Mukit: Bol rızık ve fenalıklardan kurtulmak için okunur. Sabah vaktinde 550 defa zikredilir.
      El-Hasib: Duaların kabulü, rızkın çoğalması ve kötülüklerden korunmak için sabahları 80 defa okunmalıdır.
      El-Celil: Zalimin zulmünden korunmak için sabahları 5329 defa okunmalıdır.
      El-Kerim: Bol rızık ve işlerde kolaylık için okunur. Sabah vaktinde 270 defa zikredilmelidir.
      Er-Rakib: afetlerde muhafaza olmak için okunur. günlük zikir sayısı 312’dir. Okuma vakti sabahtır.
      El-Mücib: İnsanlar tarafından sevgiye nail olmak ve duaların kabulü için okunur. Günlük zikir sayısı 3025’tir. Okunma vakti sabahtır.
      El-Vasiu: Ömrün uzun olması ve bol rızık için okunur. Sabahları 137 defa zikredilmelidir.
      El-Hakim: Hikmet ve ilim sahibi olabilmek için günlük 6084 defa sabah vaktinde zikredilir.
      El-Vedud: Borçtan kurtulmak ve karı koca arasında muhabbet için okunur. Bu esmayı okuyan kişi etrafına sevimli görünür. Sabah vaktinde 400 defa zikredilmelidir.
      El-Mecid: Rızık bolluğu, izzet ve şerefin artması için 3249 defa sabah vaktinde okunmalıdır.
      El-Ba’is: İftiradan, düşmanın şerrinden korunmak için okunur. günlük zikir sayısı 573’tür. Zikir vakti sabahtır.
      Eş-Şehid: Şehidlik mertebesine ermek ve insanlar içinde heybetli görünmek için okunur. Sabah vaktinde 319 defa zikredilmelidir.
      El-Hakk: Fakirlikten kurtulmak için okunur. Okuma vakti sabah, günlük zikir sayısı 108’dir.
      El-Vekil: Allah’tan her türlü yardım için okunur. Sabah vaktinde 66 defa zikredilmelidir.
      El-Kaviyy: Vücudun güçlü olması için okunur. günlük zikir sayısı 116, okuma vakti sabahtır.
      El-Metin: Hırs, kötü ahlak ve zulümden kurtulmak için günlük 500 defa sabah vaktinde okunmalıdır.
      El-Veliyy: Her işte Allah’ın yardımı ve hesap gününde hesabın kolay görülmesi için günde 2116 defa sabah vaktinde zikredilmelidir.
      El-Hamid: Kazancın artması ve zor işlerin kolaylaşması için okunur. Sabah vaktinde 3844 defa zikredilir.
      El-Muhsi: Kıyamet gününün korku ve şiddetinden emin olmak için okunur. Sabah vaktinde 148 defa zikredilir.
      El-Mübdiu: düşük tehlikesinden emin olmak için sabah vaktinde 57 defa okunmalıdır.
      El-Muid:Bozulan işlerin yoluna girmesi ve unutkanlık için günlük 124 defa okunmalıdır. Okuma vakti sabahtır.
      El-Mühyi: Tüm hastalıklardan şifa bulmak için okunur. Sabah vaktinde 68 defa okunmalıdır.
      El-Mümit: Haramdan korunmak ve kötülüklerden vazgeçmek için sabah vaktinde 490 defa zikredilir.
      El-Hayy: Her muradın halli için sabah vaktinde 324 defa okunur.
      El-Kayyum: Her türlü isteğin yerine gelmesi için sabah vaktinde 156 defa okunur.
      El-Vacip: Kötülüklerden emin olmak için sabahları 196 defa okunmalıdır.
      El-Macid: Her türlü bela ve müsibetten uzak olmak için günlük 2304 defa sabah vaktinde zikredilir.
      El-Vahid: Kalpten geçen tüm istek ve arzuların olması için okunur. Günlük 3669 defa sabah vaktinde zikredilir.
      Es-Samed: Kimseye muhtaç olmamak ve düşmana galip gelmek için sabah vaktinde 134 defa okunmalıdır.
      El-Kadir: Düşman şerrinden emin olmak için sabahları 305 defa zikredilir.
      El-Muktedir: Ruhun kuvvetlenmesi, cin ve şeytanın şerrinden korunmak için sabahları 774 defa zikredilir.
      El-Mukaddim: Daima yükselmek için sabah vaktinde 184 defa okunur.
      El-Muahhir: Basiret gözünün açılması ve kötü işlerden uzak durmak için sabahları 847 defa okunur.
      El-Evvel: Hayırlı işte galip gelmek için sabahları 37 defa okunur.
      El-Ahir: Dünya ve ahirette üstün makama ermek için sabahları 801 defa okunur.
      Ez-Zahir: Kalbi üzerinden perdeler açılır ve güzel ahlak sahibi olur. Günlük 1106 defa sabahları okunmalıdır.
      El-Müteali: Dua ve isteklerin geri çevrilmemesi için sabahları 551 defa okunur.
      El-Batın: Gün ortası ve öğle vakti 33 defa okunur.
      El-Vali: Her musibetten emin olmak için sabahları 47 defa okunur.
      El-Berr: Her türlü mahlukatın şerrinden emin olmak için sabahları 202 defa okunur.
      Et-Tevvab: Dünyevi ve uhrevi tüm işlerinin halli için sabahları 300 defa okunur.
      El-Müntekim: Haksızlıktan kurtulmak için sabahları 630 defa okunmalıdır.
      El-Afüvv: Cehennem azabından kurtulmak için okunur. Sabahları 156 defa zikredilir.
      Er-Rauf: Sevgi ve muhabbet için sabah ve ikindi vaktinde 287 defa zikredilir.
      Malikül Mülk: Fakirlikten kurulmak ve kimseye muhtaç olmamak için Sabahları 212 defa okunur.
      Zülcelali Vel-İkram: Vesveseden kurtulmak için sabahları 1155 defa okunur.
      El-Muksit: Öfke, hiddet ve sıkıntılardan emin olmak için okunur. Sabahları 209 defa tesbih edilir.
      El-Cami: Her maksada kolayca ulaşmak ve ahiret saadetı için sabahları 114 defa okunur.
      El-Ğaniy: Maddi ve manevi zenginliğe ulaşmak için okunur. Sabahları 1060 defa zikredilir.
      El-Muğni: Muhtaçlık çekmemek ve her türlü işinde kolaylık bulmak için sabahları 1100 defa zikredilir.
      El-Mani: Her türlü zarardan emin olmak ve her muradına kavuşmak için sabahları 161 defa okunur.
      Ed-Darr: Bu ismi okuyan kişi zararlı insanların şerrinden emin olur. Sabahları 1001 defa okunmalıdır.
      En-Nafi: Hastalık, stres, sıkıntı, musibetlerden emin olur. Günlük zikir sayısı 201’dir. Sabahları okunur.
      En-Nur: Kalbin nurlanması için okunur. Okuma vakti sabahtır. Günlük zikir sayısı 256’dır.
      El-Hadi: Rızkın kolay kazanılması ve her işte başarı için sabah vaktinde 21 defa okunur.
      El-Bedi: Her türlü ihtıyacın hasıl olması için sabah vaktinde 86 defa zikredilir.
      El-Baki: Afet ve belalardan emin olmak için sabah vaktinde 113 defa okunmalıdır.
      El-Varis: İsteklere çabuk kavuşmak ve kötülüklerden muhafaza olmak için sabahları 707 defa okunmalıdır.
      Er-Reşid: İşlerin kolaylaşması ve duaların kabulü için sabahları 514 defa okunur.
      Es-Sabır: Bela zulüm ve iftiralardan uzak olmak için okunur. Okunma vakti sabahtır ve günlük zikir sayısı 298’dir.

  2. Allah rızası için çocukların akli dengesinin bozuk olduğunda ne yapmak lazım? Hangi duayı okumak gerekir?

    1. Muhterem okuyucu,

      Her şeyden önce “hayır da, şer de Allah’tandır” inancımız gereği, başımıza gelen musibet ve hastalıkların “Allah’ın hikmeti gereği geldiğini” bilmeliyiz. Kur’an’da “Onlara (mü’minlere) bir musibet geldiğinde ‘İnna lillah ve inna ileyhi râciûn’ (Biz Allah’tan geldik ve yine O’na döneceğiz) derler” buyuruluyor. Dolayısıyla mü’min, olumlu-olumsuz başına gelen her şeyi Allah’tan bilir, O’nun izni ve dilemesi ile geldiğine inanır. Şayet Allah izin vermese, bir yaprağın bile kıpırdamayacağını bilir.

      Bu bakış açısı temeldir. Varlık âlemine ve eşyaya böyle baktığımızda, esasen hastalık ve musibetler gibi görünüşte olumsuz telakki edilen durumların bile, aslında Allah’ın bizlere hikmetinin gereği olarak verdiği bir “imtihan hali” olduğunu anlar ve buna göre hareket ederiz.

      Hastalıklar, psikolojik rahatsızlıklar en genel anlamda yine Allah’ın bizlere hikmetiyle verdiği bir imtihan vesilesidir. Her şeyden önce “sabır içinde şükür” ister. Derdin “kimden” geldiğini bilmek, dermanı kolay kılar. Bu hakikate teslim olduktan sonra da zaten dua musluğu açılır.

      Evvelâ; samimiyet ve içtenlikle kendi ifadelerimizle Rabbimizden hastalık için şifa duasında bulunmalıyız. Fakat bu hastalığı, bu “duanın vakti” bilmeliyiz. Madem vakit girmiş, bu hali yaşıyorum, öyleyse Allah’a dua etmeliyim diye düşünmeliyiz. Tıpkı güneş battığında akşam namazı vaktinin girmesi gibi, yaşadığımız sıkıntı da yapacağımız duaların vaktinin girdiğini gösterir. Akşam namazı güneşin batmaması için kılınmadığı gibi, esasen bu duaları yapmamıza ana sebep de “hastalığın kalkması” değildir. Bu sadece bir vesiledir. Acizliğimizi, çaresizliğimi anlayıp Allah’ın sonsuz kudret ve rahmetine sığınma vesilesidir. Bu sığınış, bu samimi ibadet hali, başlı başına yaşanması gereken bir haldir ki, Allah bize bu sıkıntıyı vermiş ve bu vesileyle Kendisine sığınmamızı, dualarda bulunmamızı dilemiştir, diye düşünmeliyiz.

      Artık, bu temel bakış açısı ve zihnî ön hazırlıktan sonra, hem içimizden geldiği gibi kendi kelimelerimizle yapacağımız dualara, hem de Cevşen, Tahmidiye, Sekine, Evrâd-ı Kudsiye, Dua-i İsm-i A’zam, Tercüman-ı Dua-i İsm-i Azam gibi Kur’an ve hadis kaynaklı tesirli dua hazineleriyle yapacağımız dualara devam edebiliriz.

      Eğer dua ettiğimiz halde, sıkıntı/hastalık ortadan kalkmıyorsa; “daha duanın vakti bitmemiştir” diye düşünüp, dua etmeye, yani bu halimize mahsus olan bu ibadet haline devam edeceğiz. Eğer hastalık izale olursa, o zaman “bu hale mahsus duanın vakti bitmiştir” diye düşünülebilir.

      Bu cümleden olarak, sıkıntınızla ilgili olarak, maddî/tıbbî tedbirlerle (ki onlar da fiilî birer duadırlar) beraber, yukarıda adı geçen duaları “Büyük Cevşen” diye bilinen kitaplardan bularak okuyabilirsiniz. Bediüzzaman, özellikle, içerisinde “İsm-i Azam” denilen Allah’ın altı büyük isminin bulunduğu Tahmidiye duası için “maddi ve manevi hastalıkların bir nevi şifası” diyor.

      Cenab-ı Hak, cümlemizin maddi-manevi hastalıklarına şifalar versin.

  3. Dinimizde namaz tesbihatındaki zikirler ve bazı hususi zamanlarda hususiyetle yapılan dualar gibi “miktarlı” yapılan evrad ü ezkâr vardır. Ancak genel olarak, Allah’ın Esma-i Hüsnasını içimizden geldiği gibi, istediğimiz zaman, herhangi bir “miktar” veya “sınır” gözetmeksizin zikretmemize de bir mani yoktur. Çünkü bu, bir dua halidir. İhtiyaç hissettiğimiz sürece, ihtiyaç hissettiğimiz kadar Allah’ı zikredebiliriz. İnsan nasıl ki maddî hayatı için her an havaya ve belli aralıklarla yemeye-içmeye muhtaçtır; aynı şekilde manevi hayatının sağlıklı olarak devamı için de belli aralıklarla Allah’ı anmaya muhtaçtır. Bismillah, Lailaheillallah, Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber vb. “bakiyat-ı salihat” olarak bilinen mübarek kelimeleri tekrar tekrar söylemek bu sırdandır.
    Ayrıca Kur’an’da “En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin” (Araf Suresi: 180. ayet) denilir fakat “Allah’ın şu ismini şu kadar zikredin” gibi bir bilgi yer almaz.
    Özetle; ehlince, bazı hususi hallere ait, hususi miktarlar tavsiye edilmişse de, genel olarak Allah’ın isimlerini istediğimiz kadar zikredebiliriz.

  4. Selam aleyküm,ben depresyon hastasıyım, ilaç kullanımını bırakalı yine ağlama krizlerine giriyorum.enerjim bitik, çocuklarıma tahammülüm yok.baş ağrım var.Namazımı kılıyorum çok şükür.Şifam için ne önerirsiniz?

    1. La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin çek en az 1000tane günde

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir