Ubûdiyet, emr-i İlâhîye ve rıza-yı İlâhîye bakar. Ubudiyetin dâîsi emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı Haktır. Semerâtı ve fevâidi uhreviyedir. Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasten
Devamı >Cevşenin büyük sevabının sırrı
Aziz, sıddîk kardeşlerim, Bir biçare vesveseli ve hassas ve dinsizlerle görüşen bir adam, meşhur duâ-i Nebevî olan Cevşenü’l-Kebir hakkında ve akıl haricindeki sevap ve fazîletine
Devamı >Cevşen’deki yüksek marifet derecesi
İsm-i Âzam herkes için bir olmaz; belki ayrı ayrı oluyor. Meselâ, İmam-ı Ali Radıyallahu Anhın hakkında Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs, altı isimdir. Ve
Devamı >Duâda Cevşen’in misli yoktur
Cevşenü’l-Kebir ile, öyle bir marifet-i Rabbaniye ile, öyle bir derecede Rabbini tavsif ediyor ki, o zamandan beri gelen ehl-i marifet ve ehl-i velâyet, telâhuk-u efkâr
Devamı >Cevşen, Kur’ân’ın hakîkî bir münâcâtıdır
Hem meselâ, Kur’ân’ın hakiki ve tam bir nevî münâcâtı ve Kur’ân’dan çıkan bir çeşit hülâsası olan Cevşenü’l-Kebir namındaki münâcât-ı Peygamberîde (asm) yüz defa “Sübhâneke yâ
Devamı >Cevşen tabiatperestliği parça parça ediyor
Aziz, sıddık kardeşlerim, Hizb-i Nûrîde, hem “Tefekkürü sâatin” (“Bir saat tefekkür…” el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1:310) sırrı, hem küllî bir ubudiyet bulunduğundan; şimdi bu vakitte, kuvvetli bir
Devamı >